Muhaddislerin çoğu, sahih hadisin kat'iyet ifade edebilmesi için
şeyhan (İmam Buhari ve İmam Müslim) tarafından tahric edilmiş
olması lazımdır, derler.
İbnu Hazm der ki:
"Rasulü Ekrem (as)'e varıncaya kadar hep adalet sahibi
raviler tarafından rivayet edilen haber-i vahid hem ilim, hem de amel ifade eder".
(Muhaddis: Senedler, illetleri, senedde adı geçen ravileri, isnadın
ali ve nazil olanını bilen, çok sayıda hadis ezberleyen,
Kütüb-i Sitte'yi, Ahmed b. Hanbel 'in Müsned'ini, Beyhaki'nin
Sünen'ini, Taberani'nin Mu'cem 'ini ve ayrıca bin tane hadis cüz'ünü
dinlemiş olan kimseye denir).
(İllet: Bir hadiste dışarıdan farkedilemeyen ve bu hadisin
sıhhatini yok edecek nitelikteki kusuruna denir).
(Ali İsnad: Herhangi bir hadisin ravisi ile kaynağı olan
Hz.Peygamber (as) veya o hadisi rivayet etmiş bulunan meşhur
hadis imamlarından birisi arasında en az sayıda ravinin
bulunduğu veyahut da tanınmış hadis kitaplarından birinin musannefine
arada en az ravi ile ulaşabilen isnaddır).
(Musannef: Çeşitli konulardaki hadisleri bir araya toplayan hadis
kitaplarına denir).
(Nazil İsnad: Ali İsnad'ın zıddıdır ve hadisi rivayet eden son ravi
ile ilk kaynağı olan Hz.Peygamber (as) veya bir hadis alimi arasında
normalin üstündeki sayıda ravi bulunan isnaddır).
(Kütüb-i Sitte: Altı kitap anlamındadır. Bunlar şunlardır: İmam
Buhari'nin ve Müslim'in Sahihleri, İmam Ebu Davud, et-Tirmizi,
en-Nesei ve İbnu Mace'nin Sünen'leri ).
(Müsned: İslam'a giriş sırası esas alınarak sahabe adlarına veya
neseblerine (soylarına) göre hadislerin zikredildiği kitaplardır.
Bu müsnedlerin en mükemmeli ve en genişi İmam Ahmed b. Hanbel'in
Müsned'idir. Bu kitapta kırk bin müsned hadis vardır. Bunlardan
on bini mükerrerdir (tekrar edilenlerdir)).
(Sünen: Hz.Peygamber (as)'in sünnetini aksettiren hadislerin yazılı
olduğu kitaba denir. Sünen kitaplarında genellikle merfu' yani
Hz.Peygamber (as)'e ait hadisler bulunur. Sünen kitapları ikinci
hicri asrın ilk yarısından itibaren yazılmaya başlanmıştır).
(Mu'cem: Hocaların veya şehirlerin yahut kabilelerin adlarına göre
hadislerin alfabetik olarak sıralandığı kitaplardır. En meşhur
mu'cemler, et-Taberani'nin el-Kebir, el-Evsat ve es-Sağir adlı
mu'cemlerdir).
(Hadis Cüz'ü: Daha ziyade belli bir kişiden gelen hadisleri toplamak
maksadıyla tertip edilen (düzenlenen) çoğu küçük çapta hadis
kitaplarına denir).
(Haber-i Vahid: Bir nesilde bir tek ravi tarafından rivayet edilen
habere denir).
(Tahric: İki manada kullanılır. Birisi rivayet, diğeri hadislerin
kaynağını göstermek).
Kabule şayan (layık) görüş, İbnu Hazm 'in görüşüdür; zira sadece
Sahihayn hadislerinin kat'iyet ifade ettiğini söylemenin hiçbir
manası yoktur. Bu iki kitabın dışında kalan kitaplardan sıhhati
kesin surette bilinenleri de aynı şekilde kabul etmek gerekir.
Bunların mü'minlerce büyük bir değeri haiz olması (büyük bir değer
taşıması), diğer kitaplardaki sahih hadislerin değerini
küçümsemeyi gerektirmez.
(Sahihayn: İki sahih manasına gelen bu tabir İmam Buhari ve
İmam Müslim'in sahihlerine denir . Sahih terimi ise sahih hadisleri
ihtiva (içeren) eden kitaplar için kullanılır).
"Sahih hadisin özelliği, Rasulüllah (as)'dan meçhul olmayan bir
sahabi, ondan da iki tabii rivayet etmek suretiyle ve hadisçiler
tarafından makbul addedilerek -birinin şehadet etme ehliyetini
haiz olduğuna (taşıdığına) şehadet etmek gibi- günümüze kadar rivayet edilegelmesidir".
(Tabii: Hz.Peygamber (as)'in ashabından herhangi birisi ile görüşüp ondan
hadis rivayet edene denir).
(Sahabi (çoğulu: ashab veya sahabe): Hz.Peygamber (as)'i peygamberliği sırasında
mü'min olarak gören, mü'min olarak ölen kişilere denir).
Sadece sahih hadisleri ilk defa toplayan İmam Buhari'dir. Sahih hadisleri toplama
mevzuunda (konusunda) İmam Buhari'yi, talebesi İmam Müslim takip etmiştir.
Hemen hemen ulemanın ekserisi (alimlerin çoğu), en sahih hadislerin Daru's-Sünne
(sünnet yurdu) olan Medine halkı tarafından rivayet edilenler olduğunu kesinlikle
belirtirler.
İbnu Teymiyye diyor ki:
"Hadis alimleri en sahih hadislerin Medineliler, sonra Basralılar, daha sonra da
Şamlılar tarafından rivayet edilen hadisler olduğunda müttefiktirler".
(İkinci Kısım)
HASEN HADİS
Hasen hadis: Şaz ve illetten salim olarak, zabtı mükemmel olmayan raviler tarafından
muttasıl bir senedle rivayet edilen hadistir.
Sahih ile hasen arasındaki fark, sahih hadis ravisinin zabt bakımından mükemmel olmasına
mukabil (karşılık), hasen hadis ravisinin bu bakımdan noksan olduğudur. Her iki hadis
de şaz ve illetten salim olup ihticac ve istişhada elverişlidir.
(İhticac: Hadisten hüküm çıkarmaya denir) .
(İstişhad: Bir hadisin aynı manaya gelen ve bir başka sahabiden nakledilen şahidini
rivayet etmek, onu şahidi ile desteklemektir).
(Şahid: Araştırma neticesi ferd (tek) olduğu zannedilen bir hadise benzeyen ve tek
başına rivayette bulunduğu zannedilen ravinin şeyhinden rivayet etmiş olduğu anlaşılan
ikinci bir hadise denir).
İmam Tirmizi'nin Cami'i hasen hadisin kaynağıdır. Hasen hadis tarifini ilk defa ortaya
atan da İmam Tirmizi'dir . Hadisleri ilk olarak sahih, hasen ve zayıf şeklinde taksim
eden yine odur.
Muhaddisler zayıf hadisi iki kısma ayırırlar:
a) Amel edilebilecek olan zayıf hadis ki, bu İmam Tirmizi'nin ıstılahındaki hasen
hadise benzer.
b) Terkedilmesi zaruri olan zayıf hadis ki, işte bu büsbütün değersiz (vahi) olan hadistir.
Sahih ve hasen hadisi tarif ederken bunların şaz olmaması gerektiğine işaret etmiştik. Şaz
olmadıktan başka bunlar münker de olmayacaktır.
(Münker hadis: Zayıf bir ravinin sika raviye muhalif olarak rivayet ettiği hadistir.
Münker, şazın zıddıdır; zira şazın ravisi sika olduğu halde münkerin ravisi
sika olmayıp zayıf kimsedir).
(Sika: Adalet ve zabt vasfı taşıyan ravilere denir).
Sahih ile hasen arasında müşterek olan noktalardan biri de şudur: Bir sened hakkında sahihtir
veya hasendir diye hüküm vermişsek, bu hükmün metne de şamil olması (onu içine alması)
gerekmez; zira metin bazen şaz veya muallel olur.
"Senedi sahih olan her hadisin metni de sahih olmaz" sözü şekilden önce muhtevayı (içeriği)
gözeten muhaddislerin bir ölçüsüdür.
[İlk Sayfa]
[Önceki Sayfa]
[İçindekiler]
[Sonraki Sayfa]
[Son Sayfa]
|