Hadis Dersleri: Hadis Öğrenimi|Hadis İlimleri|Hadis Usulü|Mevzu Hadisler

[İlk Sayfa]  [Önceki Sayfa]  [İçindekiler]  [Sonraki Sayfa]  [Son Sayfa]


Sayfa 2


Muhaddislerin çoğu, sahih hadisin kat'iyet ifade edebilmesi için şeyhan (İmam Buhari ve İmam Müslim) tarafından tahric edilmiş olması lazımdır, derler.
İbnu Hazm der ki:
"Rasulü Ekrem (as)'e varıncaya kadar hep adalet sahibi raviler tarafından rivayet edilen haber-i vahid hem ilim, hem de amel ifade eder".
(Muhaddis: Senedler, illetleri, senedde adı geçen ravileri, isnadın ali ve nazil olanını bilen, çok sayıda hadis ezberleyen, Kütüb-i Sitte'yi, Ahmed b. Hanbel 'in Müsned'ini, Beyhaki'nin Sünen'ini, Taberani'nin Mu'cem 'ini ve ayrıca bin tane hadis cüz'ünü dinlemiş olan kimseye denir).
(İllet: Bir hadiste dışarıdan farkedilemeyen ve bu hadisin sıhhatini yok edecek nitelikteki kusuruna denir).
(Ali İsnad: Herhangi bir hadisin ravisi ile kaynağı olan Hz.Peygamber (as) veya o hadisi rivayet etmiş bulunan meşhur hadis imamlarından birisi arasında en az sayıda ravinin bulunduğu veyahut da tanınmış hadis kitaplarından birinin musannefine arada en az ravi ile ulaşabilen isnaddır).
(Musannef: Çeşitli konulardaki hadisleri bir araya toplayan hadis kitaplarına denir).
(Nazil İsnad: Ali İsnad'ın zıddıdır ve hadisi rivayet eden son ravi ile ilk kaynağı olan Hz.Peygamber (as) veya bir hadis alimi arasında normalin üstündeki sayıda ravi bulunan isnaddır).
(Kütüb-i Sitte: Altı kitap anlamındadır. Bunlar şunlardır: İmam Buhari'nin ve Müslim'in Sahihleri, İmam Ebu Davud, et-Tirmizi, en-Nesei ve İbnu Mace'nin Sünen'leri ).
(Müsned: İslam'a giriş sırası esas alınarak sahabe adlarına veya neseblerine (soylarına) göre hadislerin zikredildiği kitaplardır. Bu müsnedlerin en mükemmeli ve en genişi İmam Ahmed b. Hanbel'in Müsned'idir. Bu kitapta kırk bin müsned hadis vardır. Bunlardan on bini mükerrerdir (tekrar edilenlerdir)).
(Sünen: Hz.Peygamber (as)'in sünnetini aksettiren hadislerin yazılı olduğu kitaba denir. Sünen kitaplarında genellikle merfu' yani Hz.Peygamber (as)'e ait hadisler bulunur. Sünen kitapları ikinci hicri asrın ilk yarısından itibaren yazılmaya başlanmıştır).
(Mu'cem: Hocaların veya şehirlerin yahut kabilelerin adlarına göre hadislerin alfabetik olarak sıralandığı kitaplardır. En meşhur mu'cemler, et-Taberani'nin el-Kebir, el-Evsat ve es-Sağir adlı mu'cemlerdir).
(Hadis Cüz'ü: Daha ziyade belli bir kişiden gelen hadisleri toplamak maksadıyla tertip edilen (düzenlenen) çoğu küçük çapta hadis kitaplarına denir).
(Haber-i Vahid: Bir nesilde bir tek ravi tarafından rivayet edilen habere denir).
(Tahric: İki manada kullanılır. Birisi rivayet, diğeri hadislerin kaynağını göstermek).
Kabule şayan (layık) görüş, İbnu Hazm 'in görüşüdür; zira sadece Sahihayn hadislerinin kat'iyet ifade ettiğini söylemenin hiçbir manası yoktur. Bu iki kitabın dışında kalan kitaplardan sıhhati kesin surette bilinenleri de aynı şekilde kabul etmek gerekir. Bunların mü'minlerce büyük bir değeri haiz olması (büyük bir değer taşıması), diğer kitaplardaki sahih hadislerin değerini küçümsemeyi gerektirmez.
(Sahihayn: İki sahih manasına gelen bu tabir İmam Buhari ve İmam Müslim'in sahihlerine denir . Sahih terimi ise sahih hadisleri ihtiva (içeren) eden kitaplar için kullanılır).
"Sahih hadisin özelliği, Rasulüllah (as)'dan meçhul olmayan bir sahabi, ondan da iki tabii rivayet etmek suretiyle ve hadisçiler tarafından makbul addedilerek -birinin şehadet etme ehliyetini haiz olduğuna (taşıdığına) şehadet etmek gibi- günümüze kadar rivayet edilegelmesidir".
(Tabii: Hz.Peygamber (as)'in ashabından herhangi birisi ile görüşüp ondan hadis rivayet edene denir).
(Sahabi (çoğulu: ashab veya sahabe): Hz.Peygamber (as)'i peygamberliği sırasında mü'min olarak gören, mü'min olarak ölen kişilere denir).
Sadece sahih hadisleri ilk defa toplayan İmam Buhari'dir. Sahih hadisleri toplama mevzuunda (konusunda) İmam Buhari'yi, talebesi İmam Müslim takip etmiştir.
Hemen hemen ulemanın ekserisi (alimlerin çoğu), en sahih hadislerin Daru's-Sünne (sünnet yurdu) olan Medine halkı tarafından rivayet edilenler olduğunu kesinlikle belirtirler.
İbnu Teymiyye diyor ki:
"Hadis alimleri en sahih hadislerin Medineliler, sonra Basralılar, daha sonra da Şamlılar tarafından rivayet edilen hadisler olduğunda müttefiktirler".

ÜÇÜNCÜ FASIL

(İkinci Kısım)

HASEN HADİS Hasen hadis: Şaz ve illetten salim olarak, zabtı mükemmel olmayan raviler tarafından muttasıl bir senedle rivayet edilen hadistir.
Sahih ile hasen arasındaki fark, sahih hadis ravisinin zabt bakımından mükemmel olmasına mukabil (karşılık), hasen hadis ravisinin bu bakımdan noksan olduğudur. Her iki hadis de şaz ve illetten salim olup ihticac ve istişhada elverişlidir.
(İhticac: Hadisten hüküm çıkarmaya denir) . (İstişhad: Bir hadisin aynı manaya gelen ve bir başka sahabiden nakledilen şahidini rivayet etmek, onu şahidi ile desteklemektir).
(Şahid: Araştırma neticesi ferd (tek) olduğu zannedilen bir hadise benzeyen ve tek başına rivayette bulunduğu zannedilen ravinin şeyhinden rivayet etmiş olduğu anlaşılan ikinci bir hadise denir).
İmam Tirmizi'nin Cami'i hasen hadisin kaynağıdır. Hasen hadis tarifini ilk defa ortaya atan da İmam Tirmizi'dir . Hadisleri ilk olarak sahih, hasen ve zayıf şeklinde taksim eden yine odur.
Muhaddisler zayıf hadisi iki kısma ayırırlar:
a) Amel edilebilecek olan zayıf hadis ki, bu İmam Tirmizi'nin ıstılahındaki hasen hadise benzer.
b) Terkedilmesi zaruri olan zayıf hadis ki, işte bu büsbütün değersiz (vahi) olan hadistir.
Sahih ve hasen hadisi tarif ederken bunların şaz olmaması gerektiğine işaret etmiştik. Şaz olmadıktan başka bunlar münker de olmayacaktır.
(Münker hadis: Zayıf bir ravinin sika raviye muhalif olarak rivayet ettiği hadistir. Münker, şazın zıddıdır; zira şazın ravisi sika olduğu halde münkerin ravisi sika olmayıp zayıf kimsedir).
(Sika: Adalet ve zabt vasfı taşıyan ravilere denir).
Sahih ile hasen arasında müşterek olan noktalardan biri de şudur: Bir sened hakkında sahihtir veya hasendir diye hüküm vermişsek, bu hükmün metne de şamil olması (onu içine alması) gerekmez; zira metin bazen şaz veya muallel olur.
"Senedi sahih olan her hadisin metni de sahih olmaz" sözü şekilden önce muhtevayı (içeriği) gözeten muhaddislerin bir ölçüsüdür.

[İlk Sayfa]  [Önceki Sayfa]  [İçindekiler]  [Sonraki Sayfa]  [Son Sayfa]